MİLLİYET CADDE – 27 Nisan 2012 Perşembe ALİCE
Ali Taran-Ayşe Özyılmazel çifti, Özyılmazel’in Nişantaşı’ndaki evinde yaşıyor. Ancak Taran, kısa bir süre önce Levent’te ajansının bulunduğu işyerini ‘home office’e dönüştürmek için düğmeye bastı. Belki de bu, söylentilerin fitilini ateşledi…
Çarşamba günü sabahtan akşama Boğaz’da mesai yaptım. Çünkü sabah TRT’nin ‘Belgesel Günleri’nin tanıtımı, akşamsa MediaCat’in ödül töreni vardı.
TRT’nin kahvaltısında Genel Müdür İbrahim Şahin’le Genel Müdür Yardımcısı Zeynel Koç’un Türk dizi ihracatını bekleyen teklikeye ilişkin açıklamalarına geçmeden önce MediaCat’in davetinde konuşulan bir mevzuyu yazmak istiyorum.
Primetime adlı eğlence gemisinde 2011 MediaCat Out of Home Awards dağıtıldığından davetlilerin ezici çoğunluğu reklam dünyasındandı.
Bu kadar reklamcı bir araya gelince Türkiye Araştırmacılar Derneği’nin hazırladığı Türkiye’nin yeni SES’ini tartışırlar sanıyordum, ama öyle olmadı.
Ünlü reklamcı Ali Taran’la Sabah yazarı Ayşe Özyılmazel’in evliliği üzerinde dolaşan ‘kara bulutlar’dı gündem.
Ünlülerin dünyası, reklamcılar için sadece bir merak, benimse uzmanlık alanım.
Çalışmadığım yerden açılınca mevzu, mecbur kaldım yardım almaya.
Özyılmazel ve Taran’a yakın birkaç kişiyi aradım ve şu bilgiyi aldım:
Bodrum’da evlenen çift, Özyılmazel’in Nişantaşı’ndaki evinde yaşıyor.
Ancak Ali Taran, kısa bir süre önce Levent’te ajansının bulunduğu işyerini ‘home office’e dönüştürmek için düğmeye bastı.
Belki de bu, söylentilerin fitilini ateşledi.
Taraflardan biri, henüz boşanmak için mahkemeye başvurmadı.
Ama bu denli konuşulduğuna göre demek ki var bir şeyler.
Anlaşılan o ki planlandığı gibi yürümedi ‘peri masalı’.
Temmuz 2011’de dünya evine giren Yılmazel’le Taran’ın evlilikleri bir yıl dolmadan biterse şaşırmayın diye yazdım bunları.
TÜRK DiZiLERiNi BEKLEYEN TEHLiKE
Türk dizilerinin Türki Cumhuriyetleri’nden Balkanlara, Ortadoğu’dan Kuzey Avrupa’ya kadar geniş bir coğrafyada beğeniyle izlenir olması bizim açımızdan sevindirici bir gelişme.
Düne kadar yurt dışına bölüm başı 200-300 dolar gibi komik paralara satılan Türk dizilerinin bugün bölüm başı 100 bin dolara satılması elbette ki süper.
Peki bu gidiş ne kadar sürer?
Türk dizilerinin Doğu ve Kuzey Avrupa’da bu denli pazar ve izleyici bulması Avrupalı akademisyenleri harekete geçirmiş ve yedi kişi hazırladıkları doktora teziyle bu sorunun yanıtını arıyorsa, bu demektir ki onlar adına tedbir alınması gereken bir durum var ortada.
Avrupalı akademisyenler konu bulamadıkları için irdelemiyorlar bu konuyu.
MBC’den radikal karar
Türk dizileri dünya pazarına nereden açıldı?
Dubai’den.
Kim başlattı bu işi?
Merkezi Dubai’de olan MBC.
‘TRT Belgesel Ödülleri’ için İstanbul’daki toplantıda TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’le TRT Genel Müdür Yardımcısı Zeynel Koç’un bu konuda anlattıkları önemli.
İbrahim Şahin, “‘Bir Zamanlar Osmanlı-Kıyam’ı yayınlanmadan bölüm başı rekor sayılacak bir paraya Dubai’ye satmış TRT’nin yöneticisi olarak diyorum ki, Türkiye dizi işinde iyi bir dış pazar yakaladı, bunun sürdürülebilir olması için gerekli tedbirler şimdiden alınmalı” dedi.
Dizi fiyatları tavan yaptı
Peki Türk dizi pazarı nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya?
Onu da Zeynep Koç anlattı:
“MBC’nin genel müdürü geldi bize, ortak proje yapalım diye. Türk dizilerine dış pazara açan ilk kanal olan MBC niye yapıyor bunu? Genel müdürün söylediği şu:
‘MBC olarak günde dört kuşak Türk dizisi yayınlıyoruz. Dört yıl önce Türk dizilerinin fiyatları ucuzdu, ama artık çok pahalı. Ancak bizim ne reklam pastamız aynı ölçüde büyüdü, ne de fiyatlarımız. Maliyetleri karşılamakta zorlanmaya başladık’.
MBC yönetiminin önünde iki seçenek var şimdi.
Birincisi Türk dizi sayısını dörtten ikiye indirmek, ikincisi de yayınladıktan sonra satıp para kazanabileceği diziler üretmek. Bunu da ortak proje olarak yapmak istiyorlar. Her hafta bir bölüm yetiştirmenin dizi maliyetini ciddi ölçüde artırdığını bildikleri için, 13 ya da 26 bölümün tamamını çektikten sonra yayınlamayı öneriyorlar.
‘Yaz’ı görememek de var
TRT olarak MBC’le ortak proje yaparız ya da yapmayız, bu ayrı bir mesele. Ancak gerek Avrupalı akademisyenlerin Türk dizilerinin dış pazarda tutmasının sebepleri üzerine hazırladıkları tezler, gerekse MBC’nin alternatif arayışları gidişin hayra alamet olmadığının göstergesi.”
Bugün ‘Umutsuz Ev Kadınları’ dış pazarda bölüm başına 45 bin dolar, ‘Bir Zamanlar Osmanlı-Kıyam’ 75 bin dolar, ‘Kuzey Güney’in 105 bin dolara alıcı bulması Türkiye adına süper.
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in de dediği gibi “Önemli olan bu ihracatı mevsimlik değil de sürdürülebilir hale getirebilmek.”
Türk dizilerine karşı yayınlandıkları dış pazarda zaten muhalefet edenler vardı.
Onlar ‘dini açıdan’ ya da ‘milliyetçilik penceresi’nden baktıkları için Türk dizilerine karşılardı.
İşin içine şimdi bir de ‘maliyet hesabı’ girdi.
Asıl tehlikeli olan da bu.