23 ŞUBAT 2020 PAZAR  –  MİLLİYET  –  ALİCE

Yüzüne kezzap atıp, bir gözünü kör eden eski eşinin hapisten çıktıktan sonra öldürdüğü Bergen’i Serenay Sarıkaya’nın canlandıracağı filmin vizyon tarihi belli olmuş.

27 Kasım 2020.

Şaka mısınız?

Daha çekilmemiş bir filmin 10 ay sonra hangi tarihte vizyona gireceğinin önemi var mı?

Yok…

Serenay Sarıkaya bu aralar Cem Yılmaz’la aşkı nedeniyle gündemde ya, o yüzden herhalde.

Peki Serenay Sarıkaya’nın özel hayatıyla bu denli gündemde olması “Bergen” filmine fayda mı sağlar yoksa zarar mı verir?

Serenay’lı “Bergen” filmi gişe yapar mı
Bergen, 40 yaş ve üstündekilerin tanıdığı bir şarkıcıydı, ama onun ölümünden (1989) sonra doğan Serenay Sarıkaya ve gençlerde bir karşılığı yok.

Serenay Sarıkaya, gençler gibi benim de başarılı bulduğum bir oyuncu. Peki gençler, Serenay’ın hatırına tanımadıkları Bergen’in hayatını izlemek için sinemaya gider mi?

“Ayla” ve “Müslüm”ün yapımcısı Mustafa Uslu, Olimpiyat ve dünya şampiyonu merhum halterci Naim Süleymanoğlu’nun hayatını film yaptı.

Naim Süleymanoğlu, 40 yaş ve üstündekilerin çok iyi tanıdığı, ama gençlerin Türkiye’yi defalarca nasıl sevinç gözyaşlarına boğduğunu görmediği biriydi.

Kara geçmesi için dört milyon kişinin izlemesi gereken “Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu” filmi bile 1.872.541 seyircide kalıp, zarar ettirirken Serenay Sarıkaya’lı “Bergen” gişede iş yapar mı?

Serenay Sarıkaya’nın özel hayatıyla bu denli gündemde olması komedi filminin gişesine katkı sağlayabilir, ama “Bergen” gibi ağır bir dramda tam tersi olur.
Neden mi?

Bergen, gece muhabirlik yaptığım dönemden tanıdığım, söyleşi yaptığım bir şarkıcıydı. O yüzden hayatının filmde nasıl anlatıldığını merak ederim. Sinemaya gittiğimde her gün aşkıyla gündemde olan Serenay’ı unutup onun “Bergen” olduğuna inanır mıyım?

Seranay müthiş bir performans sergilese bile zor…

“Bergen” filmini bekleyen riskler bunlar, ama bazen iyi veya kötü sürpriz yapar seyirci.

‘OSCAR’LI ‘1917’YE VİZYONDA YER YOK

BAFTA ve Altı Küre’den sonra Oscar’dan da ödül kazanan “1917” filmi, Türkiye’de bir türlü vizyona giremedi. Filmin ithalatçısı Pinema, bunun sebebini şöyle açıkladı:

“Piyasadaki filmler arasında böyle önemli ve kalitesini ispatlamış bir yapımın sinemalarda en iyi yerleri ve maksimum seansları bulması ve uzun süre izleyiciyle kalabilmesi için vizyon tarihini birkaç kez değiştirdik.

Türkiye’nin sinema sektöründeki sorunlardan ötürü mecbur kalarak ve iyi niyetle yaptığımız değişikliklerin farklı yorumlanması bizi üzdü.

‘1917’, yapım şirketinin onaylayacağı tarihte, en kısa süre içerisinde vizyona girecektir. Böyle bir filmi sinemaya çıkarmamak gibi bir niyetimiz olamaz. Pinema Film’in 28 yıllık geçmişine bakarak bize güvenip, biraz daha sabretmenizi rica ederiz.

DEMET AKALIN’IN TARTIŞILAN TWEETİ

Şişli’de poşet içinde çöp konteynerine atılan yeni doğmuş bebeğin son anda temizlik işçileri tarafından fark edildiği haberi üzerine Demet Akalın’ın bir tweet attı.

Şarkıcı, “Bebeğini çöpe atan zat! İnsan demiyorum. Çöpe atmak ne demek? Bırak bi hastane önüne! Allah belanızı versin” diye yazınca ona itiraz edenler oldu.

ATAKAN SEMPATİSİ NİYE TERSİNE DÖNDÜ?

Beş ayda okuduğu 250 kitabın etkisiyle akademisyen gibi konuşunca adı “Küçük felsefeci”ye çıkan 10 yaşındaki Atakan Kayalar’ın kamuoyundaki sempatisinin bir günde tersine dönmesi ilginç.

Atakan’ın kameralar karşısında annesini küçümsemesi, her “Hıyarım var” diyene elinde tuzlukla koşması, her kameraya demeç vermesi, sempatisini birden antipatiye dönüştürdü.

Bu vesileyle ortaya çıktı ki, meğerse ailesi yıllarca çekip YouTube’a yükledikleri videolarla Atakan’ı şöhret etmek istemiş.

Atakan’ın ailesi sonunda istediğine kavuştu, ama “Geç buldum, erken kaybettim” durumu söz konusu. Üstelik bu; adı “Küçük felsefeci”ye çıktı diye Atakan’ın çocuk olduğunu unutanların eseri…

GÜNÜN SÖZÜ

“İçine attıkların kederindir, içinden atamadıkların kaderin.” (Cemal Süreyya)