MİLLİYET CADDE – 4 NİSAN 2013 PERŞEMBE  –  ALİCE

Akil İnsanlar Topluluğu’nu mesleklerine göre ‘aydın’, ‘akademisyen’, ‘gazeteci’ diye gruplandıranlar, sıra Hülya Avşar, Hülya Koçyiğit, Türkan Şoray, Kadir İnanır ve Yılmaz Erdoğan’a gelince “Sanatçı” demiyorlar. Onların üzerlerine ‘Renkli isimler’ etiketi vurdular.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘Akil İnsanlar’ın nasıl ve kimlerden oluşacağını açıklarken söylediği şuydu: “Hedefimiz şu, 7 siyasi bölgemiz var malum ve bu 7 bölgede 7’şer kişiden oluşan bir akil insanlar kadromuz olacak. Ama bunlar belirleyici olmayacak, bunların bütün gayreti özellikle, yani toplumsal algıyı oluşturmak, onu geliştirmek. Toplumda karşılığı olan, kişilerden oluşan bir akil insanlar oluşturalım diyoruz. Akil insanlar çalışmalarını bir ay içerisinde yürütecekler, bitirecekler.”
49 kişilik ‘Akil İnsanlar Topluluğu’nun kimlerden oluştuğu bugün Başbakan’ın Dolmabahçe’de onlarla yapacağı toplantıda anlaşılacak.
Toplantıdan önce medyaya sızan bir hayli isim var.
Bu isimleri mesleklerine göre ‘aydın’, ‘akademisyen’, ‘gazeteci’ diye gruplandıranlar, sıra Hülya Avşar, Hülya Koçyiğit, Türkan Şoray, Kadir İnanır ve Yılmaz Erdoğan’a gelince “Sanatçı” demiyor nedense.

Barış gelsin istemiyorlar
‘Renkli isimler’ etiketi vurdular üzerine. Sadece ‘Ünlüler’ deseler, 49 kişi arasında ünlü olmayan yok.
‘Akil İnsanlar Komisyonu’ndaki 44 isim ‘siyah beyaz’ mı ki, beşine ‘renkli isimler’ diyorsunuz?
Bu sanatçıların adı zikredildiğinde dudaklarını büküp, onları küçümseyenler sanırsın matah insanlar. Küçümseme adına “Renkli isimler”demeyi uygun gördüğünüz bu oyuncuların toplumda karşılığı var, ama siz ‘karşılıksız çek’ gibisiniz. Onlara “Sanatçı” ya da “Oyuncu” yerine “Renkli isimler” demelerinin sebebi belli:
49 kişi arasından birkaç ‘popüler ismi’ seçip, hedef haline getirmek ve ardından da ‘renkli isimler’ üzerinden süreci sulandırmak.
Amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. O yüzden bahane arıyorlar kendilerine. Karşı oldukları şey aslında, altı isim değil, ‘barış süreci’.

Onlar da olmalıydı
Sezen Aksu, bu ‘popüler kültür’ düşmanlarının ne yapacaklarını önceden kestirdiği için kabul etmedi gelen teklifi.
Keşke kabul etseydi. Sezen, onlara rağmen ‘Barış Süreci’ne katkı sağlayabilecek bir isimdi.
Hükümet keşke, Mahsun Kırmızıgül’ü de ‘Akil İnsanlar’ arasına dahil etseydi.
Çünkü Kırmızıgül, 90’lı yıllarda ‘Kardeşlik Türküsü’ne, 2000’lerde ‘Güneşi Gördüm’ gibi bir oğlu askerde, bir oğlu dağda olan babanın dramını anlatan filme, bugün de Türk-Kürt aşkını anlatan ‘Benim İçin Üzülme’ye imza atan bir isimdi.
Yıllardır bu ülkede, bütün etnik müzikleri yargılanma pahasına gün ışığına çıkaran Kalan Müzik’in sahibi, Hasan Saltık da, ‘Akil İnsanlar’ arasında olmalıydı.

Popüler kültür düşmanı
Beş oyuncuyu ‘Akil İnsan’lığa layık görmeyenler gibi, hükümetin onları, kendine yakın gördüğü için seçtiğini iddia edenler de var.
Bir kere, hepsi toplumda karşılığı olan isimlerdir.
Avşar ve Koçyiğit, ne kadar yakınsa AKP’ye, Şoray, İnanır ve Erdoğan o kadar uzaktır.
Hükümet başka sanatçıları da seçseydi ‘popüler kültür’ düşmanlarının tavrı aynı olacaktı.
Çünkü bunlar, doğuştan ‘popüler’ her şeye karşı. Nasıl ki ‘Çarşı, her şeye karşı’, bunlar da nöbetçi ‘popüler kültür’ düşmanı.

Not: Bu yazı, “Akil İnsanlar” listesi kesinleşmeden önce yazılmıştır. 

SONSUZA KADAR CASSANDRA

1332395342‘James Bond’ serisinden tanıdığımız Pierce Brosnan’la yapılmış nefis bir söyleşi vardı Daily Mail’de.
60 yaşındaki aktör, 11’inci evlilik yıldönümlerinden bir gün sonra kollarında hayata gözlerini yuman ilk eşi Cassandra Harris’i hâlâ unutamadığını anlatmış uzun uzun:
“Sevdiğiniz bir insanın, gözünüzün önünden yavaş yavaş giderken sizin hiçbir şey yapamamanız, anlatılması zor bir trajedi. Cassandra, kalbimin üzerinde silinmez bir iz bıraktı. Şu anda çektiğim filmde oynadığım rol, o yaramı yeniden kanattı.”
Ünlü aktörün, ikinci eşi Keely Shaye Smith’in, ilk eşi için söylediklerini duyunca kıskanıp kıskanmayacağına ilişkin soruya verdiği yanıt da dikkat çekici:
“Cassandra’nın kansere karşı verdiği mücadeleyi asla unutmayacağım. Kerry de biliyor bunu. O trajediden sonra karşıma Kerry gibi anlayışlı bir kadın çıktığı için şanslıyım. Asla kıskanç değildir, merhametlidir Kerry. Cassie için ağlamaya çoğu kez o teşvik etmiştir beni.”
Brosnan’ın ilk eşine olan aşkına dair bir not daha: Brosnan, Cassandra Harris’ten sonra ilk kocası da ölünce, ilk eşinin, o evlilikten olan üç çocuğunu kendi nüfusuna geçirdi.

GÜNÜN SÖZÜ
Bir insanı yalanlarla kazanmak yerine, doğrularla kaybetmeyi tercih ederim.