11 Ekim 2022 Salı  – Milliyet Cadde  –  Alice

Beyoğlu Kültür Yolu, Çanakkale Troya Kültür Yolu’ndan sonra bu kez Sur Kültür Yolu’na düştü yolum…

59. Antalya Altın Portakal Film Festivali’ne Ödül Töreni’yle veda ettikten birkaç saat sonra pazar sabahı 07.00 uçağıyla Diyarbakır’a gittim.

Otele uğramadan Diyarbakır’daki ilk günümüz kültür turuyla geçti.

Tahir Elçi’nin Diyarbakır Baro Başkanı’yken 2015’te öldürüldüğü Dört Ayaklı Minare, Ulu Cami, Behrampaşa Camii ile Surp Giragos Ermeni Kilisesi gibi tarihi yerleri dolaştıktan sonra Sur Kültür Yolu Festivali’ndeki ilk durağımız ressam İsmail Acar’ın Keldani Kilisesi’ndeki sergisiydi.

2015 yılında terör örgütünün hendek-çukur eylemlerinde tahrip ettiği Keldani Kilisesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca restore edildikten sonra ziyarete açıldı.Muhteşem iki sergi

İsmail Acar’ın verdiği bilgiler eşliğinde 40 tablosunun bulunduğu sergiyi gezerken dikkatimi çekti, bir usta sarı yaldızlı boya sürüyordu kilisenin duvarlarına, bir kadın ressam Meryem Ana’yı resmediyor, başka bir bölümde de bir erkek İsa ve Havarileri’nin son yemeğini çiziyordu duvara…

İkinci durağımız Refik Anadol’un ‘Rönesans Rüyaları’ adlı dijital çalışmasıydı. Sanatçının bir yapay zeka projesi olan sergisi, tek kelimeyle muhteşemdi…

Sur Kültür Yolu Festivali’ndeki sergi turumuzdan sonra Turizm ve Kültür Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan’la buluştuk.

Çocukların mutluluğu

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca düzenlenen İstanbul Beyoğlu Kültür Yolu Festivali ve Diyarbakır Sur Kültür Yolu Festivali’nden sorumlu Demircan, İstanbul’dan gelen basın mensuplarına, Diyarbakır Sur’daki tiyatro oyunları, konserler, sergiler, söyleşiler, çocuk etkinlikleri ve film gösterileri hakkında detaylı bilgi verdi.

Ardından Ahmet Misbah Demircan, ekibiyle birlikte Diyarbakırlı çocukların büyük ilgi gösterdiği çocuk etkinlik alanına götürdü bizi…

Tahta bacaklar, palyaçolar ve müzik eşliğinde görevlilerin çeşitli oyunlar oynattığı çocukların mutluluğu müthişti… “Anlatılmaz, yaşanır” derler ya, manzara tam da böyleydi.

Tarihe ‘Sur Olayları’ diye geçen bölücü terör örgütünün öz yönetim talepleri sonucu 2 Aralık 2015-10 Mart 2016 tarihleri arasında viraneye çevirdiği Sur’da, devlet tarafından yeniden inşa edilerek Diyarbakırlılar ve turizmin hizmetine sunulduğu bölgeyi dolaştık boydan boya… Diyarbakır’ın tarihi değerlerinden yöresel yemeklerine kadar her şeyin tanıtıldığı festivalde davul zurna eşliğinde oyun oynayan ekiple karşılaştık. Demircan ve festival kapsamında konser verecek Ermeni sanatçı Maral Ayaz’ı da aralarına alan ekip, halaylarını onlarla sürdürdü.

İlk günün finalini Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın konseriyle yaptık.

Üç kadın girişimciden herkesi şaşırtan şifre!

Diyarbakır’da ilk kahvaltımızı Zerzevan Konağı’nda yaptık. Sur ilçesinde yıllarca harabe durumda kalan avlulu tescilli bir konak, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın projesi ve TOKİ’den kredi desteğiyle üç kadın tarafından kafe-restoran yapıldı. Zerzevan Konağı’nın menüleri hakkında fikir beyan edecek değilim, çünkü o yemek yazarlarının işi… Benim burayı yazma nedenim, Diyarbakırlı üç kadının, ülkemizin kanayan yarası kadına şiddete karşı takındıkları tavır.

Bize servis yaparken bir yandan da konak ve yöresel doğal ürünler hakkında bilgi veren Aysan Akyıl’dan internet şifresi istedik, “Şifremiz kadinasiddetehayir” dedi. İşte bu…

Türkiye’de kadına şiddetin bitmesi için ülkenin her yanındaki kadınların bu konudaki hassasiyetlerini her vesileyle dile getirmesi o kadar önemli ki, o yüzden kutluyorum Zerzevan Konağı’nı işleten Yasemin Çakmakçı, Hatice Akyıl ve Neslihan Güleryüz Alökmen’i…

GÜNÜN SÖZÜ

“İnsanoğlu o kadar dünyevileşir ki, mezar kazan bile öleceğine inanmaz.” (İmam Gazali)