18 EKİM 2020 PAZAR  –  MİLLİYET  –  ALİCE

Milliyet okurlarına üç ciltlik “İl İl Türkiye Ansiklopedisi” vereceğini açıkladığında 1990 yılının yazıydı. Okurların büyük ilgi gösterdiği ansiklopedinin kuponlarını biriktirdiği günlerde ben Anadolu’yu turladım. Uçak seyahatleri ve kiralıkların dışında sadece kendi otomobilimle        15 bin kilometre yol kat ettim Anadolu’da.

Yurdumun tarihi dokusu, doğal güzellikleri, yerel lezzetleri, insanımızın misafirperverliği ve samimi sohbeti Anadolu’ya olan sevgimi, ilgimi daha da artırdı. Aradan geçen 30 yılda Anadolu’nun çeşitli şehirlerine iş nedeniyle yaptığım seyahatler bu sevgimi daha da artırdı. Bu yüzden şimdiye kadar İstanbul’a yakın yerlere karayoluyla kısa turlar yaptım, ama otomobille şehir şehir, kasaba kasaba Anadolu’yu doya doya dolaşma hayalimi henüz hayata geçiremedim.

Bu sevdam yüzünden 1996’da Milliyet’in sayfalarına taşıdığı “Anadolu Kaplanları”nın öyküleri gibi gazetemizin yeni başlattığı “Anadolu Kaplanları 2020” kapsamında yayımlanan söyleşi, haber ve yazıları okumaya başladım.

Çünkü her “Anadolu Kaplanı”nın başarı hikâyesi kendine özgü.

O yüzden her gün birçok okurumuz gibi ben de merakla bekliyorum “Anadolu Kaplanları 2020” serisinde hangi şehrimizden kimlerin öykülerine yer verileceğini.

“Anadolu Kaplanları”nın hepsi, ülkenin dört bir yanındaki üretimlerle yöre halkına istihdam sağlıyor ve bölgelerinin kalkınmasına da dolaylı destek oluyor.

Anadolu’da ürettiklerini dünyaya pazarlayan “Anadolu Kaplanları” getirdikleri dövizlerle de ülkelerine katkı sunuyor.

“Anadolu Kaplanları”nın ekonomide yarattıkları katma değerin yanı sıra sanat ve sporda yaptıkları Milliyet’te yayınlandıkça okumaya devam edeceğim büyük bir merakla.

YEMEK PROGRAMLARI NELERİN SATIŞINI ARTIRDI?

Kovid-19’dan 19 günde kurtulduğum ağustos ayından bu yana ilk kez bir etkinlik davetini kabul ederek günü birliğine de olsa şehirler arası yolculuk yaptım. Çünkü “hayır” demeyeceklerimden biri Anadolu’nun herhangi bir şehrine seyahat daveti. Alice’de defalarca yazdım Anadolu’ya olan sevgimi.

Yönetim Kurulu Başkanı Sema Güral Sürmeli (solda) ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gülden Güral ev sahipliğindeki davetin tek amacı vardı, 50 yaşına giren Kütahya Porselen’i tanıtmak.

Türkiye’nin gururları ‘Anadolu Kaplanları’NG Kütahya Porselen ve Seramik tesislerini daha önce gezmiş biri olarak yıllar içinde porselen üretimindeki teknik gelişmelerin nereden nereye geldiğini görmek, yıllık kapasitenin nasıl arttığını duymak güzel.

Kütahya’daki tesisleri ilk gezdiğimizde rehberimiz şirketin kurucusu Nafi Güral’dı. Yıllar içinde Nafi Bey, her şirketin yönetimini bir çocuğuna devretti. Ancak iş hayatından çekilmedi, baba ve patron olarak her gün görevinin başında.

50’nci yılında 1.356 personelin çalıştığı, sendikanın olduğu Kütahya Porselen’in yıllık üretimi 120 milyon parça. Üretiminin yüzde 40’ını dünyanın 72 ülkesine ihraç eden Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Sema Güral Sürmeli, pandeminin etkilerini anlatırken şöyle dedi:

Instagramlık fincan

“2019’un ilk altı ayı ile 2020’nin aynı döneminde pandemi nedeniyle otel, restoran ve kafelerin kapalı olduğu dönemde satışlarımızda yüzde 25 düşüş söz konusu oldu. Aynı dönemde evlere yönelik ürünlerimizde yüzde 15 artış oldu. Geçen yılın temmuz, ağustos ve eylül dönemiyle 2020’nin aynı dönemini kıyasladığımızda da yüzde 35 bir büyüme var. Pandemi döneminde online satışlarımız da beş kat artış gösterdi.”

Günün Sözü

“Gördüklerinizin yalnız yarısına inanın, duyduklarınızın hiçbirine.” (Edgar Allan Poe)