MİLLİYET – 25 AĞUSTOS 2014 PAZARTESİ – ALİCE
Kenan İmirzalıoğlu, Murat Yıldırım, Sarp Apak, Engin Günaydın, Hakan Yılmaz, Eray Özbal,Ersin Korkut, Gökçe Özyol, Şahin Irmak, Duygu Yetiş, Mehmet Erdem ve Koray Candemir gibi ünlülerin aralarında bulunduğu 53 sanıklı davanın her duruşmasından ilginç diyalogları yansıyor medyaya…
Görülen bir “uyuşturucu davası” değil de sanki, insanları güldürmek amacıyla, her oyuncunun repliğini kendi yazdığı absürd bir komedi filmi?
Bu diyaloglar haziran ayındaki duruşmadan:
Yargıç: Evinizin balkonunu, hint keneviri serasına çevirmişsiniz.
Eray Özbal: Saksıdaki çiçeklerin dibine merak ettiğim için hint keneviri tohumu serpmiştim. Bu kadar arsız bir şekilde yayılıp, büyüyecek-lerini bilmiyordum.
Yargıç: Kenan İmirzalıoğlu ile yaptığın telefon konuşmalarında bir “papatya sütü”dür gidiyor. Nedir bu?
Eray Özbal: Ben 5-6 litre süt alıyorum evime, onu arkadaşlara biraz biraz dağıtıyorum. Bahsi geçen “Papatya”, Kenan için ektiğim küçük saksıda bir miktar papatyadır. Uyuşturucuyla hiçbir alakası yoktur.
Yargıç: Hayırdır sen süthane mi işletiyorsun, kendileri neden almıyorlar?
Yargıç: Telefon konuşmalarında “aragis” gibi anlaşılmayan bazı sözcükler var. Manası ne bunların?
Sarp Apak: Çok eski arkadaş olduğumuz için tersten konuşuyoruz. Tersten konuşmamın uyuşturucu ile ilgisi yok.
Her derde deva Özbal!
Bundan sonraki diyaloglar ise davanın bu ayki duruşmalarından:
Yargıç: Telefonda sipariş ettiğin “kılaragis” nedir?
Ersin Korkut: Türkçe’yi sonradan öğrendiğim için kendimi ifade edemiyorum. Kelimeleri bazen yanlış söylüyorum. O yüzden ‘sigaralık’ı tersten söylüyorum.
Kenan İmirzalıoğlu: Eray Özbal, memleketinden temin ettiği ceviz gibi doğal gıdaları bana veriyordu. Ben de parasını veriyordum.”
Yargıç: Bu Eray mandıra mı işletiyor? Kaç kişiye bakıyor?
Kenan İmirzalıoğlu: Eray, doğup büyüdüğü yerdeki kadınların yetiştirdiği doğal ürünleri temin edip bize veriyordu.
Hakim: Eray, çok iyi biliyor diyorsunuz ama, ifadesinde balkonunda yetiştirdiği bitkinin hint keneviri olduğunu bilmediğini söyledi. Peki telefonda bahsettiğiniz ‘dondurma’ nedir?
Kenan İmirzalıoğlu: Eray, Yeşilköy’deki dondurmacıdan 5, 6 kilo dondurma almıştı. Bunları kendi dolabına koymuştu. “Gel al” demişti. Tapelerde geçen “dondurma” bu.”
Bu ilginç davanın bir sonraki duruşması 1 Ekim’de…
Duruşmaları bu denli eğlenceli ve komik geçen dava sonunda bakalım “son gülen” kim olacak?
EN BAŞARILI KAMPANYA
ALS hastalığına dikkat çekmek için başlatılan “Ice Bucket Challenge” kadar, arkasında hiçbir kurum olmamasına rağmen dünya çapında bu kadar kısa sürede bu denli başarıya ulaşmış başka kampanya var mı?
Hayır.
Şimdiye kadar sanal dünyada birçok kampanya düzenlendi sosyal ağlarda.
Ama hiçbiri bu kampanya gibi dünyayı sarmadı, sarsmadı.
Her gün yerli ve yabancı basında kampanyaya katılan birçok ünlüye dair haber, video görüntüleri yayınlanıyor.
Ancak şu ana kadar hiçbir yerde “Ice Bucket Challenge”ın diğerlerinden farkı ne ki, bu denli başarılı olduğuna dair bir iletişim uzmanından yoruma rastlayamadım.
Gören, okuyan, bilen varsa paylaşırsa sevinirim.
BU NE BÜYÜK AŞK? AMANIN AMANIN…
Müzisyen Sinan Akçıl, sevgilisi Ebru Şallı için, “Bütün yeryüzünü gezmedim, ama tahminlerime göre dünyada Ebru’dan güzel kadın yoktur. Ebru, dinlemekten hiç bıkmadığım, en sevdiğim şarkım” demiş.
Yok böyle bir aşk!
Yok böyle bir mübalağa!
Akçıl, “Ebru aşkı”nı şarkı yapsa, Anadolu’da aşıkların “abartma” yeteneklerini sergiledikleri bir atışmanın ürünü olduğu söylenen “Manda yuva yapmış söğüt dalına / Yavrusunu sinek kapmış gördün mü?”nün pabucunu dama atardı herhalde.
GÜNÜN SÖZÜ
“Üzgün olmak istiyorsanız geçmişte, endişeli olmak istiyorsanız gelecekte, huzurlu olmak istiyorsanız ‘şimdi’ de yaşayın.” (Karen Salmansohn)