10 ŞUBAT 2019 PAZAR – MİLLİYET VATAN – ALİCE
Asuman Dabak, toplantılarına davet edene kadar İstanbul Sinema ve Sanat Derneği’nin (İSSD) varlığından haberdar değildim. Afyonkarahisar’daki toplantılarında İSSD Başkanı Asuman Dabak’a merak ettiklerimi sordum, o da yanıtladı.
– İstanbul Sinema ve Sanat Derneği’ni kimler, niye kurdu?
Oyunculuğun her alanını kapsadığı, kamera arkası ve önünü de içinde barındırdığından dolayı sinema adını öne aldık. Sinema dışında kalan diğer sanatçıları da aynı çatı altına almak istedik. Sonra zanaatkârlarımızın da en az sanatçılarımız kadar üretken ve emekçi olduğunu gördük. Onları da çatımız altına aldık. Amacımız, öncelikle sanatın tüm dallarını, geleneksel el sanatlarını yurt içinde ve yurt dışında tanıtmak. Festivaller düzenlemek, organizasyonlar yapmak, Türkiye’nin kültürüne ve turizmine katkı sağlamak.
İSSD’de kimler var?
– El sanatlarının hangi alanlarından zanaatkârlar var dernekte?
Kaligrafi, minyatür, keçe, sedefkar, baston, ebru, cam üfleme, deri işleme, telkâri, taş oyma, bakır dövme, bakır işleme, yemeni, ipek dokuma, el dokuma, cam boncuk, lüle taşı, çömlekçilik, ahşap oyuncak, bendir boyama, kemik şekillendirme ve süsleme. Üyelerimizin hepsi Kültür Bakanlığı sertifikalı sanatçı.
– Sinemanın hangi branşlarından üyeleriniz var?
Sinema, tiyatro oyuncuları, ses sanatçıları, müzisyenler, yönetmenler, kameramanlar ve senaristler…
– Kaç üyeniz bulunuyor?
55 üyemiz var.
İki yılda yapılanlar
– 2017’de kurulan derneğin bugüne kadar yaptıkları neler?
Taksim Meydanı’nda, iki yıldır aralıksız Altın Eller Festivali’ni devam ettiriyoruz. Yine aynı yerde iki yıl içinde özel tasarımlar, sahaflar, bilim teknoloji, ödüllü film ve kısa film festivalleri yaptık. Yönetmen, görüntü yönetmeni, kamera, senaryo yazım teknikleri ve kamera önü oyunculuğu, dağıtım ve pazarlama gibi dersler verdiğimiz sinema atölyelerimiz devam ediyor. 2018’de çeşitli sosyal sorumluluk projelerine, 200 bin TL’nin üzerinde destek sağladık. Altın Eller Festivali’ni Konya, Berlin ve Bursa’ya taşıyıp, geleneksel el sanatlarımızı tanıttık. Yurt dışından çok teklif var, değerlendireceğiz. Yunus Emre ve Mevlana anma günleri düzenledik, Dünya Tiyatrolar Günü’nde Türkiye’de artık adı anılmayan, unutulmuş duayen sanatçıları Pera Emek Sineması’nda ödüllendirdik.
– İSSD’nin en büyük hedefi ne?
Vakıflardan veya belediyelerden uygun bir bina kiralayıp, güzel sanatlar akademisi ayarında bir yerde, sahne sanatlarının öğretileceği, unutulmaya yüz tutmuş mesleklerin yeni nesillere aktarılacağı atölyeler kurmak.
RADYO DJ’Yİ DEĞİL NÜKLEER UZMANI!
Bizde, otomobilinizle şehirler arası seyahate çıktığınızda ya CD dinleyeceksiniz ya da erişimi en iyi olan TRT radyolarını… Afyonkarahisar’dan İstanbul’a gelirken öyle yaptık ve bolca TRT FM’i dinledik. Acar Acartürk’ün sunduğu ‘Frekans’ vardı yayında. Çevre bilinci konusunda dinleyicilerine önerilerde bulunan radyocu, “Biliyorsunuz bir köpeğim var ve sıkça dışarı çıkarıyorum onu. Köpeğimi gezdirmeye çıkarken yanıma mutlaka poşet alıyorum, yaptığı pisliği alıp, çöpe atmak için” dedi. Radyocu, bu örnek davranışından sonra şöyle bir laf daha etti:
“Çevre mühendisi bir arkadaşım söyledi. Mamalarla beslenen hayvanların dışkıları, doğaya karışmıyor ve büyük zarar veriyor doğaya.”
Şaka gibi!
Bilmeyen de sanır ki, mamalar kimyasallardan üretiliyor, yiyeni öldürmüyor, ama dışkı olunca nükleer atığa dönüşüyor.
GÜNÜN SÖZÜ
“Sadece kendi beynimden değil, başkasının beyninden de yararlanıyorum.” (Woodrow Wilson)