14 OCAK 2019 PAZARTESİ  –  MİLLİYET  –  ALİCE

Yapımcı Mustafa Uslu, Yıldız Üniversitesi öğrencilerinin “Yılın En İyi Sinema Filmi” seçtiği “Müslüm”ün ödülünü alırken yaptığı konuşmada Burak Özçivit’e haksızlık etti.

Öğrencilerin “Yılın en iyi”lerini seçerken “En sevdikleri”ni tercih ettiğini “Sağır Sultan” bile duymuşken Uslu’nun bilmemesi mümkün mü?

Hal böyleyken, “Yılın En İyi Sinema Erkek Oyuncusu Ödülü anons edilince gözlerim Timuçin Esen’i (Müslüm’ün oyuncusu) aradı. Burak’ın 2018’de filmi bile yok” deyip Özçivit’in ödül sevincini kursağında bırakırsan, hayat seni de uğratır benzer bir haksızlığa.

Uslu, sosyal medyasından, “Ödül töreninde yaşanan, oyuncusunun hakkını yedirmemeye çalışan bir yapımcının tatlı bir serzenişiydi. Bunu çok ciddiye almamanı rica ederim. Hakkını helal et Burak kardeşim” diye yazıp, oyuncunun gönlünü almaya çalışırken Muhterem Nur, avukatıyla birlikte adliyeye gidip, “Müslüm”ün yapımcısı hakkında suç duyurusunda bulundu… Nur, “Engelsiz Yaşam Vakfı’nın gecesinde “Müslüm Gürses yüzüğü ve gömleği’ diye açık artırmaya çıkarılan ürünler sahte. Gerçek yüzük bende, Müslüm’ün gömlekleri Urfa’daki müzede” dedi.

Engelsiz Yaşam Vakfı, “Yılın En İyileri” ödül töreninde, Tüm Şehit Çocukları Yardımlaşma Derneği yararına yapılan açık artırmada, oyuncularının imzaladığı “Müslüm” afişiyle birlikte yüzüğü 23 bin liraya Ferman Toprak, gömleği de 10 bin liraya Demet Akalın aldı.

Toprak ve Akalın – satışa çıkarılanlar gerçek veya taklit – ortada “şehit çocuklarına yardım” gibi kutsal bir amaç olmasa o paraları verir miydi?

Sanmıyorum.

Peki Engelsiz Yaşam Vakfı veya yapımcı Uslu’nun bu işten maddi çıkarı var mı?

Yok.

Uslu’nun, Özçivit’e, Nur’un da kendisine yaptığı haksızlıktan çıkarması gereken ders şudur:

Haksızlık yapan, haksızlığa uğrar.

ESNAF SANATÇILARLA KARTELLERİN SAVAŞI!

Sinemaların en çok iş yaptığı karne tatili yaklaştı, ama yapımcılarla salon sahipleri arasındaki sorun bir türlü çözülemedi.

Hem de Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın hazırladığı, komisyonlardan geçip TBMM’nin gündemine gelen yeni Sinema Kanunu’na ve de pazarın yüzde 64’ünü elinde bulunduran sinema işletmecilerinin “Biz hazırız” demesine rağmen…

Yapımcılarla sinema işletmecileri arasındaki ihtilaf, birçok insanın eteğindeki taşları dökmesine sebep oldu.

Bunlardan en ilginci Ahmet Koyuncu’nun eylemin baş mimarı Yılmaz Erdoğan hakkında odatv.com’da yazdıkları.

Erdoğan’ı “Esnaf sanatçı” ilan eden Koyuncu’nun attığı başlık şu:

“Karteller ile esnaf sanatçıların mısır savaşı… Yılmaz Erdoğan, Deli Emin’i alnının ortasından vurdu.”

Konuyla ilgili “Mısırın biletlerden daha pahalı olması kadar saçma bir şey olur mu?” diyen Selin Demiratar, anlaşılan sorunu iyi anlamadı.

Benim gibi kampanyalı bilet almayıp, üç kuruşluk mısıra bilet kadar para ödemezsiniz. Sorun mısırın pahalı olması değil, sinemaların ürün satmak için film biletlerini kampanya ile ucuzlatıp, yapımcılara düşen payı ha bire azaltması.

GÜNÜN SÖZÜ

“Yanlışı savunup kalabalıkları arkama katmaktansa, doğrumu savunup yalnız kalmayı tercih ederim.” (Gandhi)