13 MAYIS 2019 PAZARTESİ –  MİLLİYET  –  ALİCE

Türkiye’nin birçok yeri ilkbaharı, hatta yazı yaşarken Of  Bayburt yolundaki kar temizleme çalışmalarını görüntülerken uçuruma yuvarlanıp, kaybolan Anadolu Ajansı (AA) Bayburt muhabiri Abdulkadir Nişancı için sosyal medyada yazılanlara bakar mısınız?

“Üzülmedim kiii… Üzülmedim kiii…”

“Ölmüş mü? Ölmediyse gömün gitsin.”

“Hep dediğim gibi, Allah bunlardan nefret ediyor.”

“Düştüğü yerdeki toprağın canı acımamıştır umarım.”

“Vicdan azabından atlamış olmasın?”

“İlahi adalet.”

“Bir de beddua tutmaz derler.”

“Allah’ın sopası var, ama görünmez.”

“Kininiz ile acı çeke çeke göç edeceksiniz. Utanmadan bu mesleği yapıyorsunuz hala.”

“Millete yanlış bilgi verdiyse gebersin adi.”

“Bu işin fıtratında var. AA muhabiri de bu mesleği seçmeseydi.”

“İşte habercilik buna denir, haber için adamlar uçurumdan atlıyor. Bütün AA muhabirlerinden beklentimiz bu yönde.”

“31 Mart akşamı, tarafsız olması gereken devletin haber ajansı, taraflı davrandı” gerekçesiyle demokratik hakkınızı kullanıp, Anadolu Ajansı’nı protesto edebilir, yöneticilerini eleştire-bilirsiniz, ama bu ne?

Kurtarma ekipleri, daha iyi bir görüntü alayım derken çıktığı kar kütlesinin kaymasıyla kaybolan genç bir haberci ve emekçiyi ararken, intikam uğruna insanlığı unuttuğunuzun farkında mısınız?

Kimse bu durumu, “Ülkedeki siyasi kutuplaşmanın, ötekileştirmenin sonucu” diye izah edip, sıradanlaştırmasın.

“Kutuplaşma”, “ötekileştirme” falan değil, alenen “insanlık suçu” bu.

Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı, bu tweetleri atanlar hakkında soruşturma başlattı.

Bu tweetleri atanlardan hangileri bulunur, yargılanır ve sonuç ne olur bilemem. Bildiğim bir şey var ki o da:

Sosyal medyayı “nefret” ve “hakaret” mecrası olarak kullananlar, sadece hedef aldıkları kişilere değil, insanlığa karşı suç işlemekten de yargılanıp, ceza almalı.

KADINLARI KIZDIRDI, BEYLERDEN ÖZÜR DİLEDİ

Beşiktaş Jimnastik Kulübü Başkanı Fikret Orman, hakkındaki asılsız söylentileri Genel Kurul’da yanıtlarken şöyle dedi:

“Kapalı kapılar ardından konuşmayacaksın. Gelip burada, kürsüde konuşacaksın delikanlıysan. Öyle delikanlı bir adam da yok zaten. Onlar ancak karı gibi arkadan konuşurlar.”

Salondan uğultular, tepkiler yükselince Divan Başkanı, “Lütfen beyler” diye bağırıp, salonu susturmaya çalıştı.

Kürsünün önüne kadar gelen bir kadın ne söylediyse Orman, defalarca kendisinden özür diledi.

Salondaki tepki dinmeyince “Ya beyler, yanlış anlaşılma vardı, düzeltildi” diyen Divan Başkanı’nın ardından Orman, “Özür diliyorum beyler, oruçluluğuma verin” dedi.

Söylediğiyle kadınları kızdırıp, “beyler”den özür dilemek, Türk erkeklerine özgü bir şey olsa gerek.

GÜNÜN SÖZÜ

“Dost için sırtımı köprü yapmaya hazırım ben; yeter ki temiz kalpleri taşıyan ayaklar geçsin üstümden” (Balzac)