MİLLİYET CADDE – 21 ŞUBAT 2013 PERŞEMBE – ALİCE
Karadeniz’i ‘barış süreci’nin test sahası yapmak, Karadeniz insanını kışkırtmak, ‘Barışın dili’ne biber sürmek, 30 yıldır kanayan bir yarayı iyileştirmek için merhem sürmek yerine kaşımak niye? Artık barış ve huzur istiyor Türkiye.
Olan biteni alt alta yazınca bakın nasıl bir tablo çıkıyor karşımıza. Türkiye, 30 yılı aşkın süredir akan kanın durması için ilk kez bir iklim yakaladı.
Adına ister ‘İmralı süreci’ deyin, ister ‘Barışın dili’ fark etmez neticede iktidarın politikası ülkede genel kabul gördü.
Başbakan, AKP’nin Karadeniz milletvekillerini topladı ve onlara bölgelerinde süreci iyi anlatmalarını istedi.
‘Barışın dili’ne Kadir İnanır ve Ayşen Gruda gibi sanatçılar da destek verdi.
Ertuğrul Özkök, ‘Barışın dili’ni savunan Kadir İnanır’a, söylediklerinin kabul görüp görmediğini test için Karadeniz’i adres gösterdi.
Özkök, 13 Şubat 2013 tarihli yazısında, “Kadir İnanır’a bir de önerim var. Konuyu benden önce, bir Karadeniz turuna çıkıp o bölgeye anlatmalı. Çünkü beni ikna etmek çok kolay. Hatta şarabı gönderirim, gelmesine bile gerek yok” diye yazdı.
Halkların Demokratik Kongresi üyeleri ve BDP milletvekilleri Ertuğrul Kürkçü, Sırrı Süreyya Önder ve Sebahat Tuncel’le bağımsız milletvekili Levent Tüzel’den oluşan heyet, Karadeniz turuna çıktı.
Sinop’ta saldırıya uğrayan grup, Samsun’daki protestonun ardından Ordu, Giresun, Trabzon ve Rize’yi kapsayacak seyahati iptal etmek zorunda kaldı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, salı günkü grup toplantısında test yeri olarak Başbakan’a Rize’yi adres gösterdi.
Kılıçdaroğlu, “Beyefendi Mardin’e gitti. ‘Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına almış bir iktidarız’ dedi. Yüreğin yetiyorsa, cesaretin varsa, adam gibi adamsan git bunu Rize’de söyle bakalım” dedi.
İş öyle bir noktaya geldi ki, ‘Barışın dili’ni savunanlar peşinen ‘vatan haini’, milliyetçilerse ‘kanın akmasını isteyen insanlar’ ilan edildi.
Ne bu anlayış, ne bu söylemler, ne Sinop’ta yapılanlar ne de BDP’lilerin yaptığı açıklamalar ‘Barışın dili’ne hizmet eder.
Karadeniz’i ‘barış süreci’nin test sahası yapmak, Karadeniz insanını kışkırtmak, ‘Barışın dili’ne biber sürmek, 30 yıldır kanayan bir yarayı iyileştirmek için merhem sürmek yerine kaşımak niye? Artık barış ve huzur istiyor Türkiye.
HABER KANALI HATA KALDIRMAZ
Bu haber S Haber’den:
“Kasko sigorta sistemi değişiyor, alkollü araç kullanırken kaza yapanlara kötü haber var. Alkollüyken kaza yapanlar, hasarlarının bedelini kaskodan alamayacak.”
Haberi yapan bir eğlence kanalı olsa o kadar önemsemezdim bunu.
Ama haberi yapan kanal bir haber kanalı.
Belli ki haberi yapan muhabir bu alanda uzman değil.
İyi de S Haber’de işinin ehli haber yöneticileri, editörler yok mu?
Kaskonun para ödemediği iki kaza türü var:
Sürücünün alkollü olması ve kırmızı ışık ihlali.
Zaten geçerli olan bir kuralı ‘yeni bir haber’ diye sunmak bir haber kanalına yakışmadı.
4. ANTALYA TELEViZYON ÖDÜLLERi NE ZAMAN?
Şu günlerde TV dünyasının tarihini merak ettiği yarışmalardan biri hiç şüphe yok ki ‘Antalya Televizyon Ödülleri’.
Antalya Kültür ve Sanat Vakfı’nın (AKSAV) Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle bu yıl dördüncüsünü gerçekleştireceği yarışma 26-27 Nisan tarihlerinde Antalya’da yapılacak.
Televizyonda ‘Yılın En İyileri’ni belirleyecek ‘ön jüri’ ve ‘ana jüri’nin kimlerden oluşacağı birkaç güne kadar netlik kazanacak.
Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da iki jüride görev alacağım. Benimle birlikte Sabah’ın TV eleştirmeni Yüksel Aytuğ’un da olacağı jürinin başkanlığını yine Faruk Bayhan yapacak.
BiLKENT ÖĞRENCiLERi SEÇECEK
Bilkent Üniversitesi öğrencileri de bu yıl ilk kez ‘Bilkent Televizyon Ödülleri’ dağıtacak. Bilkent Üniversitesi’nin katkılarıyla, Sanatsal Etkinlikler Topluluğu ve Medya Topluluğu tarafından düzenlenecek Bilkent Televizyon Ödülleri, öğrencilerin verecekleri oylarla belirlenecek.
ŞAHiKA TEKAND’IN ‘OYUN’U BOZAR’DA
Yazarı ve kahramanları Türk olan ‘Benden Sonra Ölüm Gelir’ adlı oyunun ilk kez Flamanca sahnelendiği Brüksel’in ünlü gösteri ve kültür merkezi Bozar’dan çıkışta görevliler, bir başka etkinliğin duyurusunu dağıttı ‘Na Mij De Dood’un galasına gelenlere.
Şahika Tekand’ın yönettiği Beckett’in ‘Play/Oyun’ adlı eserinin 26-27 Nisan tarihlerinde Bozar’da sergileneceğinin duyurusuydu bu.
Brüksel’de geçirdiğim kısa sürede birçok Türk şarkıcının konser duyurusuna dair afiş gördüm, ama hiçbiri beni Bozar’da dağıtılan Şahika Tekand broşürü kadar etkilemedi.
GÜNÜN SÖZÜ
Bağışlamak, ezilen bir gülün topuğa bulaştırdığı kokudur.