17 MART 2019 PAZAR – MİLLİYET VATAN – ALİCE
Buket Aydın, CNN Türk’teki programı ‘40’ta, Millet İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı CHP’li Ekrem İmamoğlu’nu konuk etti.
CNN Türk, yayından önce Aydın’la İmamoğlu’nun sohbetinden hazırladığı tanıtımı sıkça ekrana getirdi. İmamoğlu’nun Aydın’a neler anlattığını merak edenler, CNN Türk’ün karşısına geçtiğinde, yayının bant olduğunu biliyordu. CNN Türk, bant yayını kesip, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir ödül törenindeki konuşmasını canlı yayınlayınca, sosyal medyada olay oldu bu, ama işin aslı saptırılarak…
Bir haber kanalının bant veya canlı yayını kesip Cumhurbaşkanı’nın konuşmasına bağlanması, ilk kez olan bir şey değil.
TV izleyicilerinin yıllardır gördüğü bir gerçek bu!
Suçu ne?
CNN Türk’teki ‘bant yayın’ın sosyal medyada, ‘İmamoğlu’nun konuk olduğu canlı yayın kesildi’ye dönüşmesi ve faturanın Aydın’a kesilmesi, akıl alır gibi değil. Yayını böldükleri için kanalı eleştir ama hiçbir suçu olmayan sunucuyu linç etmek haksızlık ve vicdansızlık. Sosyal medyada Aydın için yazılanlar, İmamoğlu’nu bile rahatsız etti. İmamoğlu, “Program bant yayındı. Buket Hanım’a haksızlık yapıldı” diye açıklama yaptı. İmamoğlu, sosyal medyada estirilen ‘yalan rüzgarı’yla sörf yapmayıp, gerçeği kamuoyuna açıklayarak, takdir kazandı.
Aynı günün akşamında olay Halk TV’deki ‘Olaylar ve Gerçekler’in canlı yayınında ele alındı. Programın moderatörü ve konuklarının söylediklerini dinlerken, şoke oldum. Adı, ‘Olaylar ve Gerçekler’ olan bir programda, gerçekler bu kadar mı saptırılarak yorumlanır? Sosyal medya, bazı konularda yalanla gerçeğin karıştığı, bilgi kirliliğine müsait bir mecra… Gazetecinin görevi, sosyal medyadaki yalanlarla gerçekleri ayrıştırıp, kamuoyuna doğru ve
temiz bilgi sunmak.
Ön yargı esareti
Halk TV’de izlediğim ‘Olaylar ve Gerçekler’in moderatörü Lale Özan Arslan, köşe yazarları Orhan Bursalı ile Tayfun Atay, bunu yapmak yerine -bilerek veya bilmeyerek- sosyal medyanın tuzağına düştü.
Moderatör, “Buket Aydın’ın, konuğuna ve seyircilere saygı adına, ‘Yayınımıza bir süre ara verip, Cumhurbaşkanı’mızın konuşmasına bağlanıyoruz’ demesi gerekirdi” dedi. İmamoğlu’nun katıldığı ‘40’ canlı olsa, Arslan haklıydı. Program bant yayındı, o yüzden Arslan, meslektaşı ve hemcinsine haksızlık etti. Kanalı eleştir ama sunucunun suçu ne? Köşe yazarları ise Aydın’ı, ‘40’a konuk ettiği Kemal Kılıçdaroğlu, “Bütün büyükşehir belediye başkanlıklarını kazanacağız” dediğinde güldüğü için eleştirmeye başladı.
İmamoğlu’nun katıldığı ‘40’ın bant yayınını CNN Türk’ün kesip, Cumhurbaşkanı’nın konuşmasını canlı vermesinde hiçbir payı olmayan Aydın’a resmen ‘yargısız infaz’ yaptı Tayfun Atay ve Orhan Bursalı.
Özür dileyecekler mi?
Muhalif kanalda moderatörlük ve yorumculuk, ‘iktidar medyası’nın muhalefetin lideri ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayına ekranını açmasını takdir etmeyebilir. Gazeteci ister iktidar yanlısı olsun, ister karşıtı, olmayanı olmuş gibi gösteremez.
Adı ‘Olaylar ve Gerçekler’ olan bir programda yaparsanız bunu, katmerle ayıp olur bu. Orhan Bursalı, bundan böyle ‘iktidar medyası’nın kanallarına çıkmayacağını açıkladı. Bu açıklamaya rağmen CNN Türk, Bursalı’yı konuk ederse, ‘Bana ne!’ der, geçerim. Gerçeklerin -bilerek veya bilmeden- saptırılması karşısında ise “Kim ne der?” diye aldırış etmeden, kişilerden yaptıkları yanlışı düzeltmesini beklerim. Çünkü erdem ve gazetecilik ahlakı, bunu gerektirir.
GÜNÜN SÖZÜ
“Seni övdükleri sürece, kendi yolunda gittiğini sanma sakın; başkasının yolunda gidiyorsun.” (Friedrich Niezsche)