MİLLİYET – 30 KASIM 2015 PAZARTESİ  –  ALİCE

Hem yapım şirketi Endemol Shine Turkey’in, hem yayıncı Star TV’nin bu yayın dönemi için bir hayli iddialı olduğu “Big Brother” yarışmasının galası cumartesi akşamı yayınlandı. İşim gereği her yapımın ilk bölümünü izlemeye özen gösteririm. Bu kadar iddialı bir projenin nasıl olduğunu merak ettiğim için izleyeyim dedim, ama bir türlü çekmedi beni yarışma. Dekorunda kullanılan çimler, çiçekler gibi “Big Brother”un yarışmacıları, diyalogları da bana suni geldi!
Cumartesi akşamı ekran karşısında olanları da sarmamış olacak ki, 100 seyirciden sadece 6’sı “Big Brother”ı izledi. 2.5 reytingle ‘Total’de 18’nci, AB’de 14’ncü olan “Big Brother”ın işi zor.
YARGITAY, TARTIŞILAN O KARARI NİYE VERDİ?
“Müzik sektörünü şoke eden karar” başlıklı yazım üzerine bu kararı veren Yargıtay 19. Ceza Dairesi Başkanı Ramazan Özkepir aradı. Özkepir, Orhan Gencebay’ın anlattıklarını aktardığım yazı nedeniyle oluşabilecek yanlış anlamaları önlemek amacında olduğunu söyledi. Özkepir, “Konuyu detaylı açıklayacak bir mail atacağım. Köşende buna yer verirsen iyi olur” dedi.
Özkepir’in yazdıklarından önce müzik meslek birliklerinin eser sahipleri adına açtıkları davalarla ilgili şu notu paylaşmakta yarar var.
Sektör, umuma açık alanlarda telif ödemeden müzik yayını yapanlar hakkında hem “ceza”, hem “tazminat” davası açıyor. Müzik sektörü, “tazminat”tan çok “ceza” davalarını önemsiyor. Çünkü caydırıcı olan asıl ceza bu.
Yargıtay 19. Ceza Dairesi, mahkemenin televizyonlar aracılığıyla izinsiz müzik yayını yapan işletmeye verdiği “ceza”yı bozdu. Özkepir, bu kararın gerekçesini özetle şöyle açıkladı:
 “5846 sayılı Kanun’un 71. maddesine göre, hak sahiplerinden izin almadan müzik eserlerini umuma iletmek suçtur. Aynı şekilde radyo ve televizyon kuruluşlarının da  bir müzik eserini  hak sahiplerinden izin almadan yayınlamaları halinde de ilgili radyo ve televizyonun yöneticilerinin  cezai yönden sorumlulukları bulunmaktadır. Kişilerin cezai yönden sorumlu tutulmaları için 5237 sayılı TCK’nın 21. maddesinde  düzenlenen ve ‘bilme ve isteme’ olarak tanımlayabileceğimiz kastının olması gerekmektedir. Kastın oluşabilmesi için kişi, gerçekleştireceği eylemin bütün bileşenlerini bilmeli ve sonucunu istemelidir. Bu unsurun olmaması ceza hukuku açısından kasıtlı suçlar yönünden cezalandıramama sonucunu doğurmaktadır.
Ticari işletmecilerin radyo ve TV aracılığıyla yayınlanan müzik eserinin hangi saatte,  hangi radyo ve TV’den yayınlanacağını önceden öngörme olanakları bulunmadığı gibi, bu eser yönünden meslek birlikleri ile sözleşme yapılıp yapılmadığını da bilme olanakları yoktur.
Bu  nedenle, bu kişilerin  5237 sayılı TCK’nın aradığı anlamda suç işleme kasıtları bulunmamaktadır.
Kaldı ki; eylemin suç teşkil etmemesi nedeniyle verilen karar, hak sahiplerinin hukuk mahkemelerine telif haklarının tazmini hususunda başvurma haklarını engellememektedir.”
GÜNÜN SÖZÜ
“Dinlemesini bilmeyen, sözünü dinletemez.”