11 Ağustos 2022 Perşembe  –  Milliyet Cadde  –  Alice

Şeyma Subaşı, sosyal medyada kendisine hakaret edenler hakkında suç duyurusunda bulununca, savcılık harekete geçti. Savcılığın görevlendirdiği polisler, Subaşı’nın şikayet ettiği hesapları incelemeye aldı, sahiplerini saptadı, evlerindeki dijital materyallere el koydu.

İncelemede, aynı kadınların ortak olarak birden fazla hesap açtıkları ve bu hesaplara aynı dijital materyaller üzerinden girildiği ve Subaşı hakkında hakaret paylaşımları yapan hesaba birçok aynı materyaller üzerinden defalarca kez giriş yapıldığı, söz konusu hesapların bilgi ve şifreleri hakkında notlar bulunduğunun tespit edildi.

İfadeleri alınan kadınlar, hesapları eğlence amaçlı kullandıklarını, olayların bu noktaya geleceğini tahmin edemediklerini beyan etti.

Olayla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında Şeyma Subaşı, kadınlarla uzlaşmayı kabul etmeyince savcılık, iş birliği içinde hareket eden Cansın K., İlknur R., Yeşim N., Yazgülü T. ve Pınar K. isimli kadınlar hakkında dava açtı. Sabah’tan Dilek Yaman Demir’in haberine göre beş şüpheli Subaşı’ya ‘hakaret’ten Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak.

Pardon da, ‘hakaret’in dışında iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası gerektiren organize bir suç yok mu ortada?

Birlikte hareket ettiklerini saptamasına rağmen savcının, organize kötülük hareketini görmezden gelip, sadece ‘hakaret’ davası açması, zanlıların en fazla ‘adli para cezası’yla yırtması demek!

Sosyal medyada bir insana karşı organize kötülük için iş birliği yapanlar, sadece yazdıklarından sorumlu tutulup, oluşturdukları ‘organize suç örgütü’ ve ‘çete’den de yargılanıp, ceza almaları gerekmez mi?

OLDU MU BU ŞİMDİ?

Oyuncu ve yazar Başak Sayan, Azra Kohen’in 2013’te yayınlanan ‘Fi’ adlı kitabının 2011’de çıkan ‘Bağlanma Korkusu’ndan çalıntı olduğunu iddia etti.

Kohen, bu iddiayı yargıya taşıdı. Yazar, Sayan hakkında 1.5 milyon TL manevi tazminat talep etti.

Dava geçen yıl sonuçlandı.

Azra Kohen’in ‘Fi’ kitabının Sayan’ın ‘Bağlanma Korkusu’ndan intihal olmadığı yargı kararıyla tescillendi.

Mahkeme, Başak Sayan’ı 150 bin TL tazminatı üç yıllık faiziyle birlikte ödemeye mahkum etti.

Mahkeme bitti, ama iki ünlü arasındaki savaş bitmedi. Kohen, sosyal medyasından Başak Sayan’ın tescilli bir yalancı olduğunu duyurdu.

Azra Kohen, bunu yaparken Başak Sayan’ın yıllar önce çekilmiş seksi bir fotoğrafını kullandı. İntikam için de olsa bir kadının, iki çocuk annesi bir kadına bunu yapması doğru mu? Kohen, davasında haklı, ama bu yaptığında değil!

HOLLANDALI DİPLOMATIN ETKİLEYİCİ VEDA VİDEO’SU

Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan bu yana görev yapmak üzere ülkemize çok diplomat geldi, gitti… Çoğu geldiği gibi ‘yabancı’ gitti, çok azı görev süreleri bitip giderken, adeta bizden biri gibiydi… İçlerinde Türkler’le evlenen diplomatlar da oldu, ama hiçbiri Hollanda’nın Ankara Büyükelçisi Yardımcısı Erik Weststrate gibi çektiği video’yla izleyen her Türk’ü etkileyen bir video’yla veda etmedi.

Erik Weststrate, Türkiye haritasının önünde gezdiği yerleri anlatarak başladığı video’sunu Anıtkabir’de tamamlarken, fonda Mahzuni Şerif’in ‘İşte Gidiyorum Çeşmi Siyahım’ çalıyordu. Weststrate, beş yılda gezmedik yer bırakmadığı Türkiye haritasının önünde kusursuz Türkçe’siyle başladığı veda konuşmasını Anıtkabir’de tamamladı:

“Burada başladım ve yine burada bitirmek istedim. Atatürk’ün huzurunda sizlerle vedalaşmak istiyorum. Her şey için teşekkür ediyorum. Hayatımızın bir parçası olduğunuz için teşekkürler. Çok üzülerek ayrılıyoruz, hakkınızı helal edin, bir hatamız olduysa affola, Allah’a emanet olun, hoşça kalın.”

Bu video’suyla sosyal medyada gündem olan Erik Weststrate gibi diplomatlara can kurban.

GÜNÜN SÖZÜ

“Bırak hakikat incitsin seni, bir yalan avutacağına.” (Kemal Sayar)