11 ARALIK 2018 SALI  –  MİLLİYET CADDE  –  ALİCE

45’inci Pantene Altın Kelebek Ödülleri sahiplerini buldu. Zorlu Center’daki törene insanların ne denli ilgi gösterdiğini sosyal medyaya ve reytinglere bakarak ölçmek mümkün.

Ödüller, pazar akşamı uzunca bir süre Twitter Türkiye’nin Trend Topic (TT) listesinde bir numaraydı. İlerleyen saatlerde törene katılan ünlüler de listeye girdi.

Organizasyonu, Kanal D ve teve2 canlı yayınladı. 45’inci Altın Kelebek Ödül Töreni’ni televizyonlardan takip eden izleyici sayısı 3 milyonun üzerindeydi.

İzleyeni, takip edeni bu kadar çok olan bir törende herkesi mutlu etmek mümkün mü?

Değil…

Sonuçta ‘güzel’ gibi, ‘iyi’ler arasından ‘en iyi’nin seçimi de göreceli.

Bu yılki Altın Kelebek’te de aynısı oldu. Kimi, ödüllerin yanlış adrese gittiğini yazdı, kimi, ünlülerin kıyafetlerini yerden yere vurdu.

İki ödül almalıydı

‘En İyi Haber Sunucusu Kadın Ödülü’nün, Buket Aydın’a gitmesi üzerine yapılan eleştirilere katılmıyorum. Çünkü Kanal D Ana Haber ve Aydın, bu ödülü fazlasıyla hak etti.

Neden mi?

Çünkü son aylarda Türkiye, gündeme damgasını vuran birçok haberi Aydın’ın sunduğu Kanal D’den öğrendi.

Örnek mi?

O zaman izninizle ikisini hatırlatayım.

Arda Turan’ın şarkıcı Berkay’ı dövme görüntüleri… Arda Turan’ın Berkay’ı hastanede ziyarete gittiği, silahından çıkan kurşunun fotokopi makinesine saplandığı haberi…

Neymiş? “Haberin önüne çıkıyor.”

Doğrudur.

Ünlü anchorman’lerden rahmetli Mehmet Ali Birand, Reha Muhtar aynısını yaptığında ‘iyi’, anchorwoman yaptığında ‘kusur’!

Ya çifte standarttır bu ya da kadın düşmanlığı.

Bence Aydın’a bir Altın Kelebek Ödülü de CNN Türk’teki ‘40’ programıyla verilmeliydi. Çünkü ekranlarda benzeri olmayan, tiryakilik yaratan başarılı bir program.

45’inci Altın Kelebek Ödül Töreni’ni sunan Çağla Şıkel’le Cem Davran’ı da tebrik etmek istiyorum. İkisi de işinin hakkını layıkıyla verdi.

UZAYLI DANS ETTİ TÜRKLER SEYRETTİ

2018’in bitmesine sayılı günler kala, ‘Yılın En’leri tek tek açıklanmaya başladı. Türkiye’nin YouTube’da en çok izlediği video ‘Dans Eden Yeşil Uzaylı’ çıktı. Önceki yıllarda olduğu gibi yine yabancılar yaptı, nüfusu 80 milyonu aşan Türkler seyretti. Tek tesellimiz, ‘Dans Eden Yeşil Uzaylı’yı taklit eden Çağla Şıkel’in videosunun da listeye girmesi!

Eskiden, “Su akar, Türk bakar” denirdi, internet hayatımıza girdikten sonra galiba bu da “Yabancılar video çeker, Türkler seyreder” oldu!

MELİS AYGEN’DEN MARILYN’Lİ ROMAN

Melis Aygen, gazetecilik, sunuculuk ve oyunculuktan sonra roman yazarı oldu. Aygen’in ilk romanı olan ‘Marilyn’le Beş Çayı’, Mona Kitap’tan çıktı.

“Her bir insan, geçmiş yaşamında var olduğu kişi ya da kişilerin asla değiştirilemeyecek mayasındandır, yıldızının tozundan, parmak izindendir” fikrinden yola çıkan Aygen, İstanbul’dan Floransa’ya, Paris’ten Los Angeles’a uzanan kurguda iki kadının farklı dönemlerde birbirine paralel ilerleyen yaşamlarını yazdı. Aygen’in romanındaki iki kadından biri Marilyn Monroe… Hollywood’a adım attığı günden, Kennedy ile yaşadığı aşka varana dek sarışın yıldızın iç sesi, acıları ve hayalleri var romanında.

Maya ve Marilyn’in sıra dışı dostlukları ilerledikçe, beş çayında paylaştıkları hikayeler okurları gizemli bir dünyaya sürüklüyor.

GÜNÜN SÖZÜ

“Haddini bilmedikten sonra çok şey bilmek bir şeye yaramaz. Suskunluk kimseyi yanıltmasın, çünkü susan konuşursa kimse kaldıramaz.” (W. Butler)